top of page

Sedanter Bir Yaşam Tarzı Ve Etkileri

Dünyada ve ülkemizde bireylerin gittikçe pasifleşmeye başladığını görmekteyiz. Şehirleşmenin getirdiği endüstrileşme ve teknolojik gelişmeler fiziksel inaktiviteyi artırmakta; televizyon izleme, bilgisayar başında çokça vakit geçirme gibi sedanter aktivitelerde harcanan zamanın artmasına sebep olmaktadır. Sedanter bir yaşam tarzı birçok sağlık problemini de beraberinde getirmektedir. Toplumda aktif bireylere kıyasla sedanter bireylerde obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalıkların görülme sıklığını artıran önemli sebeplerden biri olmuştur. Sürekli oturmak aynı zamanda duruş bozukluğuna sebep olur ve zamanla bel, boyun ağrıları gibi posturel problemler görülebilir.

Fiziksel aktivite sağlık üzerinde etkilidir ve enerji harcanımının önemli bir komponentidir. Enerji dengesi ve vücut kompozisyonu üzerinde büyük bir etkisi vardır. Aktivitenin meydana gelmesini sağlayan iskelet kasının kütlesinde artış sağlayarak yağsız vücut kütlesinin artmasını sağlar. Hatta kaslarda yapısal değişiklere sebep olur. Bunlar kapiller yoğunluğun ve glikojen depolama potansiyelindeki artışlardır. Fiziksel aktivite ayrıca yağ kütlesinde azalma sağlayarak vücut kütlesinde olumlu bir değişim yaratabilir. Fiziksel aktivite kardiyorespiratuar, kas-iskelet ve metabolik sistemlerin uyarılmasını, zaman içinde adapte olmasını ve daha verimli hale gelmesini sağlar aynı zamanda fiziksel aktivitenin inme, tip-2 diyabet, kolon ve meme kanseri gibi hastalıklar için koruyucu bir etkisi mevcuttur. Çocukluktan itibaren alışkanlık haline getirilebilirse kemik gelişimi ile ilgili olumlu etkileri mevcuttur. Ağırlık aktarmalı ve yüksek etkili aktiviteler kemiğin güçlenmesini sağlar. Eğer aktivite kas kuvvetlendirme, denge ve koordinasyon aktivitelerini içeriyorsa yaşlılıkta osteoporoza bağlı kırık riskini azaltabilir

Fiziksel inaktivite ruh sağlığımızı da etkileyebilmektedir. Uzun süre hareketsiz kalmak akciğer ve damar faaliyetlerini kısıtladığı için beyne yeteri kadar oksijen gitmez. Beyne yeteri kadar oksijen gitmemesi sürekli uyku hali, baş ağrısı ve sinirliliğe sebep olabilir. Sürekli hareketsiz kalmak zamanla sosyal hayatta aktif olmanızı engeller. Hareketsizlikten dolayı sosyal hayatınız da etkileneceği için zamanla içine kapanık bir ruh haline bürünebilirsiniz.

Peki hareketsiz yaşamdan kaçınmak için neler yapabiliriz?

Amerikan Spor Hekimliği Birliği’ne (ACSM) göre, yetişkinlerin haftanın her günü veya çoğu gününde en az 30 dakikalık orta düzeyde aktivite yapması gerekmektedir ancak bunun yanında yaşam şeklimizde yapacağımız küçük değişikliklerle de hareketsiz yaşamın zararlarını önleyebiliriz.

Özellikle masa başı çalışıyorsak 40 -50 dakikada bir mümkünse ayağa kalmalı pozisyonumuzu değiştirmeliyiz. Ve ya otururken yapabileceğiniz egzersizleri uygulayabilirsiniz. Başta zor gelse de otururken dik ve doğru oturmaya özen göstermeliyiz bir süre sonra vücudunuzun zorlanmadığını göreceksiniz. Araba kullanımı yerine toplu taşıma ve ya bisiklet gibi araçlar kullanabiliriz. Toplu taşıma kullanıyorsak bir durak önce inip yürüyerek gitmeyi tercih edebilirsiniz. Hadi şu an ne yapıyorsanız ara verin ve bedeninize hareket katın !


13 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page