top of page

Duruş Bozuklukları - Postüral Deformiteler

Güncelleme tarihi: 14 Nis 2022




Postür iskelet sistemimizin doğru duruş şeklidir. Tıp dilinde postür (duruş), vücut kısımlarının diziliş ve düzenidir. Vücudumuzun duruşu, duygusal durum, vücut tipi, alışkanlıklar, kalıtım ve kas dengesi gibi birçok faktör tarafından belirlenir. Eğer kaslar yer çekimine karşı koyacak kadar güçlüyse vücut dik durur, kaslar yeterince güçlü değilse yorgunluk hissedilebilir ve vücut gevşer. Postür değerlendirmesinde anahtar noktalar; baş, omuzlar, omurga, kalça, bacaklar ve ayaklardır. Postüral deformitelerin oluşma mekanizmaları arasında uzun süreli ergonomik olmayan oturma, fiziksel inaktivite, uzun süre ayakta durma, bilinçsiz kaldırma ve indirme mekanikleri, doğru olmayan pozisyonlarda yatış, yanlış yatak ve yastık kullanımı, hatalı çanta ve ekipman kullanımı, uzun süre araba kullanımı, asimetrik sportif faaliyetler, aşırı kilo alımı – obezite, kontrolsüz teknoloji kullanımı gibi faktörler yer alır.

İleri Baş Postürü (Forward Head Syndrome)

Başımız ortalama olarak 5,5 kg kadar olabilir. Omurgamızın üstünde dengelenmiştir ve öne doğru eğildiği her kötü duruş başın ağırlığını artırır. Her 15 derecelik eğimde başımızın ağırlığı yaklaşık 2 kg artar, son açılarda neredeyse 30 kg ağırlığa sahip olur. Bu, başınızın ve boynunuzun arkasındaki kasların ekstra ağırlık ile sürekli olarak gerildiği anlamına gelir. Başın önde olduğu postürde, eklemlerin boyun üzerindeki baskısı ve sıkıştırıcı kuvvetleri artar. Bu duruş sürekli hale gelirse, üst omuzlarınızın arkasında sürekli yanma, sırt omuz ağrısı, baş ağrısı ve/veya migren, çene (TME) ağrısı, boyun ağrısı oluşabilir. Ayrıca bu uygun olmayan postür solunum kaslarının zayıflamasına neden olarak solunum fonksiyonunu da etkileyebilir.


Yuvarlak Omuz Postürü (Rounded Shoulder Syndrome)

İleri baş postüründen çoğunlukla omuzlar da etkilenir. Başın öne doğru ilerlediği pozisyonda omuzlar da öne doğru kavislenerek yuvarlak omuz sendromunu oluşturur. Omuzların öne doğru yuvarlanması sonucu üst-orta sırtın eğriliği de genellikle artar. Bazı kas grupları kısa ve gerginken, bazı kas grupları tam aksine esnek ve zayıftır. Oluşan bu asimetri bütün omurga boyunca dizilimi bozar ve kas disfonksiyonlarına yol açabilir. Buna bağlı olarak omuz,sırt ve boyun ağrıları oluşabilir.


Omuz Yükselik Farkları (Uneven Shoulder Syndrome)

Doğru postürde omuzların dizilimi genellikle aynı seviyededir ve omuzlarda öne ya da geriye ilerleme görülmez. Fakat dominant taraf bölge kullanımından dolayı vücut bir tarafa yönelme eğilimine girer. Buna bağlı olarak omuzlarda hafif seviye eşitsizlikleri görülebilir. Bu seviye eşitsizlikleri artarsa kişide buna bağlı olarak yüksek taraf omuz bölgesinde ağrı, çekme ve gerginlik hissi oluşabilir. Kas gerginlikleri rahatlatılmalı ve esneklik arttırılmalıdır.


Kifoz (Kamburluk)

Omurgamız nötral bazı eğriliklere sahiptir. Sırt bölgemizdeki bu nötral eğimin artmasına kifoz, halk dilinde kamburluk denir. Kifoz omurganın torakal bölgesindeki şekil bozukluğudur. Omurgamızdaki eğriliklerde meydana gelen bozukluklar sonucu sırt veya omuzda ağrı/sertlik, kas zayıflığı, yorgunluk ve nefes darlığı gibi sorunlar oluşabilir.


Lordoz (Bel Çukurlaşması)

Bel bölgemizde nötral bir çukurluk vardır. Bel bölgemizdeki bu nötral çukurluğun artmasına lordoz denir. Lordoz omurganın lumbal bölgesindeki şekil bozukluğudur. Omurganın nötral eğriliği binen yükü ve kas kullanım enerjisini minimuma indirir, böylelikle ağırlık merkezi vücudun tam orta hattında kalır. Eğriliğin artması omurgaya, çevre dokulara ve kaslara binen yükü arttırır. Bu durum omurganın dejenerasyonuna, fıtıklara, omurga kanalında daralmaya (spinal stenoz), kas spazmlarına, kalça kemiğinin öne rotasyonuna (anterior pelvik tilt) ve ağrıya sebep olur.


Hipolordoz (Bel Düzleşmesi)

Bel bölgemizdeki nötral çukurluğun azalmasına bel düzleşmesi denir. Bel bölgesindeki fleksör ve ekstensör kasların kuvvet ve uzunluk dengesi bel bölgesindeki doğal lordozun korunmasını sağlar. Bu kaslar arasında zaman içerisinde yanlış kullanıma bağlı olarak oluşan dengesizlik bel düzleşmesine sebep olabilir. En önemli belirtisi bölgesel ağrılardır. Bel ağrısı özellikle oturup kalkarken ve hareket sırasında artar.


Anterior – Posterior Pelvik Tilt

Kalça kemiğinin öne doğru rotasyonu sonucu anterior pelvik tilt oluşur. Lordoz ile birlikte görülür. Tam tersi olan posterior pelvik tilt ise kalça kemiğinin geriye doğru rotasyonudur ve bel çukurunun azalmasıyla birlikte görülür. Kalça bölgesinde hissedilen gerginlik, kas zayıflıkları, kötü postür, bel/kalça/diz ağrısı semptom olarak gösterilebilir.


Genu Varum (O Bacak) – Genu Valgum (X Bacak)

Genu valgum ve genu varum dizin açısal deformitelerindendir.

Genu varum deformitesinde ağırlık merkez çizgisi diz merkezinin medialinden geçtiği için, diz ekleminin medial yüzünde aşırı baskı oluşturur. Bu aşırı basınç eklem dejenerasyonuna ve iç bağlarda (medial (fibular) collateral ligaman) gerilime neden olur.

Genu valgum deformitesinde ağırlık merkez çizgisi diz merkezinin lateralinden geçtiği için, dış bağlarda (lateral (tibial) collateral ligaman) ve lateral menisküste aşırı gerilim, eklemlerde ise baskı oluşturur.

Genu varum ve genu valgum çoğunlukla alt ve üst eklemlerde dizilim bozuklukları meydana getirir.


Genu Rekurvatum (Diz Hiperekstansiyonu)

Genu rekurvatum, femurun tibiaya göre pasif anterior açısında 10◦'den büyük bir artışa verilen terimdir. Bu deformite, kemiksel veya kapsül ve ligamentlerdeki değişikliklere veya her ikisinin kombinasyonuna bağlı olarak meydana gelir. Deformite sonucunda ortaya çıkan ağrı, güçsüzlük ve diz eklem stabilitesinin bozulması hastalarda deformitenin şiddetini artırmaktadır.


Ayak Pronasyonu (İçe Basma) – Ayak Supinasyonu (Dışa Basma)

Pronasyon; eversiyon,abduksiyon,dorsifleksiyon hareketlerinin kombine halidir. Ayak pronasyonu, yürüme esnasında ayağı basarken meydana gelen ayağın içe basması sorunudur.

Stabilizasyon ve mobilizasyon görevlerinin doğru ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi için arka ayak pronasyonu önem taşımaktadır. Yapılan çalışmalar aşırı pronasyonun tekrarlayan yaralanmalara, alt ekstremite ağrılarına, aşil tendinopatilerine, patellafemoral eklem ağrılarına sebebiyet verdiğini ortaya koymuştur.

Supinasyon; inversiyon,adduksiyon,plantar fleksiyon hareketlerinin kombine halidir.

Ayak supinasyonu, yürüme esnasında ayağı yerden kaldırırken meydana gelen ayakların dışa basması sorunudur.

Aşırı supinasyon sonucu plantar fasit, medial tibial stres sendromu (MTSS), metatarsalji, aşil tendinopatisi, burkulmalar ve kırıklar oluşabilir.


Pes Planus (Düz Taban) – Pes Cavus (Çukur Taban)

Ayakta durma (yük verme) sırasında ayaktaki kemik ve eklem dokularının belirli bir düzen ve kaviste kalmasını sağlayan bağ, tendon ve kas yapılarının çeşitli etkenlere bağlı olarak zayıflaması sonucu medial longitudinal arkın azalması ya da tamamen kaybolmasına pes planus yani düz taban adı verilir.

Ayak longitudinal arkının normalden fazla yüksek olmasına pes cavus yani çukur taban adı verilir. Kemik, kas ve bağlar arasındaki dengenin bozulması en önemli etkendir ve ayağın intrensek kaslarının disfonksiyonu söz konusudur. Genel yorgunluk ve ayakta rahatsızlık hissi, tabanda ağrı ve nasırlaşma söz konusudur.

Ark yapısı tibialis posterior tendon ile desteklenir. Bu tendonun görevini yerine getirmiyor olması düz taban ayağa, fazla çalışıyor olması da çukur tabana neden olur.

16 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page